21 Ağustos 2010 Cumartesi

güne not


ne güzel senin şu elin,durup birden uzanırken, kaşımak için burnuna...


posta arabalarından söz et bana

kan var bütün kelimelerin altında

ezop'un şu lanetli dilinden söz et

kan var bütün kelimelerin altında

umulmadık bir gün olabilir bugün

aslan kardeşçe uzanabilir kayalıklara

bir çay söyle yağmurların kokusunda

kan var bütün kelimelerin altında

işte durup dururken şurda

bir yelpaze gibi açıldı sesin

güzün en gürültülü kanadında

göğün en ince dalında



kan var bütün kelimelerin altında

umulmadık bir gün olabilir bugün

bir çeşme gibi akabilir cumartesi

çığlığındaki sessiz harfler

dün gecenin ağırlığıdır damarlarında

ne güzel konuşur sokak satıcıları

fötr şapkalarıyla ne kalabalıktırlar

ve çiçekçi kızların göğüsleri

daha suçsuzdur kırlangıç yumurtasından

kan var bütün kelimelerin altında

yaprağını dökecek ağaç yok burda

ama ışık dökebilir olanca renklerini

sürekli iş başındadır belleğin

tanık şairler arasında

oyuncu arkadaşlar arasında



yolculuk bir kafiye arayabilir

atının kuyruğundaki düğümde



ölüm bir kafiye arayabilir

ak gömleğinde



yol bir kafiye arar ve bulur

dönemeçlerin benzerliğinde



kan var bütün kelimelerin altında

bir gül al eline söz gelimi

kan var bütün kelimelerin altında

beş dakka tut bir aynanın önünde

sonra kes o aynadan bir tutam

beyaz bir tülbent içinde

koy cebine

bütün bir ömür kokar o ayna

kan var bütün kelimelerin altında

işte o kandır senin gülüşün

sızmıştır hayatın derinlerine

siyahtır orda kırmızıdır

daldan dala atlar

sever çocuklara anlatılan masalları

ama iş savunmaya gelince

yalnız alevi savunur

ve güneşin solmaz çekirdeğini

yalnız doruklarda



umulmadık bir gün olabilir bugün

kan var bütün kelimelerin altında

c.s

kanla kirlenmiş evrak




karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.

aşklarım, inançlarım işgal altındadır

tabutumun üstünde zar atıyorlar

cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır

toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar

denize yaklaşınca kumlar ve çakıl tasları

geçmiş günlerimi aşağılamaktadır.



karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.

ve rüzgar buruşturuyor polis raporlarını

kadınlar fazlasıyla günaha giriyorlar

bazı solgun gömleklerin çözük düğmelerinden

çelik tırpan gibi silkiniyor çocuklar

denizin satırları arasında.

gece arsızca kükrüyor paslı beyninde şehrin

küfre yaklaştıkça inancım artıyor.



karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında

öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan

saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda

acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman

acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.

ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın

başından başlayabilirim.



i.ö