15 Şubat 2011 Salı

djokovic in wonderland




bu kez gerçek bir masalı anlatıyor masalcı,
gözlerinde gene binbir gecenin ayartıcılığı,
sesinde uzaklıklar, deli rüzgarlar,
körkuyular, yolculuklar, kervansaraylar

here comes the rain again







tam da yağmur yağarken... 

ısıtırken yüreğimizi bölüştüğümüz çilekler, konuşalım seninle...



istersen bana düşlerini anlat,


istersen sus sabahın sisli alacasında

yollara düşerken tökezlediğin,

dağ yamacındaki çiçekleri kokla

ve başla gene de anlatmaya

suyunu içmeye eğildiğin

o keklik pınarını, uykulu kanatlarıyla

havalanan kuşları



bir ince marangozdun sen pekeriç

kuytusunda,

uzakta su değirmeni,

yatağın toprak damda,

düşlerinde bıldır yağan kar.

haydi bir cigara sar şimdi

nasırlı parmaklarınla

ve bana düşlerini anlat:



ah o bulutsuz gökyüzü, o çırpıntısız deniz,

kumsalını, kayalıklarını uzaktan görebildiğimiz

c.ç