14 Mart 2011 Pazartesi

mineli gecelerde



mineli gecelerde gezintiye çıkarsan

aşkın ak aydınlığını unutma

asmabahçelere gönlünce uzan

bir hevenk yıldız topla gök deryasından



mineli gecelerde balkondaki yasemini

göğsüne konuk etmeyi unutma

ve sakın alnını öpme taç yaprakların

göz saygısı buğulandırır sevgiyi



mineli gecelerde engine açılırsan

üşürsün alevli anıları ıslatma

hüznün ürperir ay ışıdıkça

pan’ın kıyıları kavuran soluğundan



mineli gecelerde tedirgindir bahçen

aşıların susuzluktan çatlayabilir

gözlerin dudak kesilir sessizlikten

köklerin yapraklarınla sevişir



bir çiçeği dünyalar kadar sevdiğinde

‘geyikli gece’ gülümser camlardan

annedir çocukluğun arka bahçesi

avlusunda telli duvaklı zaman



gündüzlerin ayrılıklar söylencesi

mineli gecelerde hep yarındır yaşanan

h.c



geceye not



(tıklayınca açılır bir şarkı)

* dinlediği şarkıyı nette bulamayan y.

oysa,

dönmek herşey dururken

aslında bilmek

herkes uyurken

karşımda, çok yakında

yıldızlar var aslında…

diyecekti, bu gece ...

dün dağlarda dolaştım evde yoktum




güneş cebimde bir bulut peydahladı. taş, kördür diye yazdım. ölüm, geleceksiz.
şeylerin yalnız adı var. ve: 'ad evdir.' (kim söyledi bunu?) dün dağlarda dolaştım,evde yoktum. bir uçurum bize bakmıştı, uçurumun konuştuğu usumda. buydu bizim kendine sonsuz olanı duyduğumuz. nesneler ki zamanda vardır. terziler çıracısı hermüsül heramise'nin pöstekisi her bahar ayaklanırdı. yağmur yağmamazlık edemez. taş,düşmemezlik.
ne diyordum, dünyanın düşünceleri yoktur. otların canı sıkılmaz. kurşunkalem
kendini ağaç sanır. ufuk, hüthüt kuşu. seni bilmem, bir söylene dönüşmek içindir dünya.
onun için başka bir son yok. bir söylene dönüşmek, bir söylen olmak! sonsuzluk dediğimiz budur.nerden başlasam yine oraya geliyorum. ben gidiyorum. ölüme, o büyük tümceye, çalışacağım.
dün dağlarda dolaştım evde yoktum.



ağaçlardan arkadaşlarım oldu
adlarla doldurdum sessizliği. şeyleri kodladım. gökyüzünün, ağaçların çocukluğunu bilirim. ağaçlardan arkadaşlarım oldu. hala da var. samanyolunu anlamadım. sayıları da. ( sayılar daha bulunmamış gibi davranıyorlardı. ) yalnız sekizle (5+3) içli dışlı oldum. ( kim olmamıştır ki? ) biraz da sıfırla. ( sıfırın bulunması kolay olmamıştır. ) üç için çok kötü şeyler söylenmiştir. niçin? bilmem. bilmek sayıdır. bir biri tanıdım. bir ile düşünülmüyor. bazı sayılar suçlu doğmuştur. bir, bunlardan biridir. anlamadan sevdim taşları. çakıltaşının adıyla biçimi arasında hiçbir ilişki kurulamamıştır. oltu taşının geçmişini bulamadım. olsun. gizem güzel şeydir. kimi sessiz harfleri sökemedim. ( harfin tini sessiz harflerde gezer. kızılderililer bilir bunu. ) kuşlarla gittim geldim. kuşlar sayıları bilmez, yusufçuk hariç. doğu'da atların düş görmediğini anladım. ( homeros'ta atlar ağlar. )
yürürken gördüm dağları. dağlar yürürken düşünüyorlardı. tanımak usu durduruyor. 'dünya bizimdir' diye konuşuyorlardı sümüklüböcekler. anladım diyemem. anlamadım da. sümüklüböcekleri okumalı.
sen ırmaklardan söz ederken konuşuyor ırmaklar, otlar gözle­rinde. zaman bir izdüşümdür. bir yerlere yaz bunu. tinin dışarıya penceresi olmadığı doğru değildir. isa’nın hayaleti hala dünya­nın üzerinde dolaşıyor. (yalnız soruyorum. sormak için yazar insan.) gençliğini bilmeyen sabah tökezler. gül ki adıyla vardır. taş adını yüzü bulununca aldı. (duvarcıların avcunda taş bunun için döner durur.)
ben senin gözlerine dönmek istiyorum.
sonra da…
sonra diye bir şey yoktur. tarih dışıdır, sonra.


i.b