1 Eylül 2010 Çarşamba

güne not


yağmur yağarken önce sesini kaydediyorum, sonbaharın ilk yağmuru nasıl da coşkulu, çok uzun zaman sonra sahibini görmüş köpekler gibi, damlalar yarışıyor birbiriyle, oysa ölmeye yağmıyor muydu bütün yağmurlar. plajın kumlarında ayak izlerim yağmura yeniliyor, sabahın ıssızlığına eklenen yağmur, eylül ben geldim merhaba diyor. ve sonra bırakıyorum kendimi sulara aklımda hep o çok bildik "bebe" şarkısı...
yağmuru suyun içinde hissetmek gibisi var mı, sular sulara karışıyor, yaşam yaşama, yaprakların üstünde salyangozlar silik izlerini bırakırken, silinmeyen duyguları düşünüyorum.

"denizin yumuşak sesinde
yere düşen bir yağmur damlasını teneffüs etmeye döndüğümde
bu beden üzerine ve ıslanacak
bende büyüyen en mükemmel (özler)
ve gülmeye

ve her gün bir an seni düşünmeye dönmek "

y.