bende tehlikeli bir şeyler var... duyuyor musun kimsenin duyamadığı sesleri duyuyorum ben ve zihnimde öyküler yaşanıyor, aynı hayatı yaşamaya devam edemeyenler gibi, dağıtıyorum. yağmuru farklı algılıyorum, güneş, deniz, bahar, şu alabildiğine solmasına rağmen atamadığım çiçekler...kitapların arasında ölmelerine, toprağa karışmalarına izin vermediğim çiçekler, sadece çiçekler mi, ellidördüncü sayfada bir başak duruyor ve altmışta bir yaprak ve ben onların hergün aynı dizeyi okuyuşunun acısını çekiyorum.
*nami başer, yakamozlar
10 yorum:
okura başlıktaki şiiri yazıp google aramasından kurtarayım...
biliyorum bilmiyormuş gibi ne zaman
sen ben değilsen
işte tam o zaman
yakamozlar bildiriyorlar bana bilmiyormuş gibi
ben sadece senim
ne zaman ben sen değilsem
işte o zaman
yakamozlara ben bildiriyorum hiç bilmeden
sen epeyce bensin
nami başer
Çok güzel...
yakamozlara ben bildiriyorum hiç bilmeden
sen epeyce bensin
paylaşımın için tşkler...
Teşekkürler.
harikasın canım y., bir de okura divshare'den neden bir süredir embeded code alamadığını ve player yükleyemediğini, sadece URL linki verebildiğini bir açıklarsan bu sevgili okur çoook mutlu olacak :)
biliyor musun sahi?
''tıklayınca açılır youtube'nin kapısı''; 'pain of salvation - road salt' yazıp search yapılır..
en ustteki videoya tıklayıp arkaya yaslanılır..
bir siirden cok daha fazlası
hamakta gun batımını izlemek gibi..
ofori..
matias.
tehlikeli şeylerin varlığı kusursuz olmaya yakınlık sanki.
hani o çok sevdiğin aktörün, meraklanma dostum, hayat öyle sandığın kadar ciddi ve telaşlı bir yer değil, cümlesini kulağına fısıldaması gibiyse.
ya da rüzgara karşı, incinmeyi reddediyorum, diyebilirsen.
bunlar da tehlike değil midir, kusursuzluğa yatkınlık...
y. bloglar kapanırsa sana ulaşabileceğim başka bir seçeneğim var mı?
kıymetle.
.sevgili elif, ben teşekkür ederim :))
.ali bey, sevgiler.
.matias, dinlememiştim ben bunu, dinledim. şiirden fazlası içinse birşey diyemem, belkide yönelimi farklı olduğundan hayatların. sevgiyle.
.nil, üstünde share butonu yok mu, eğer açtığında sayfada share butonu yoksa sol alta bakmanı tavsiye ederim,(Embed...Get audio embed code) hani belki buradadır:))
la luna, aslında daha çok hislerim böyle, belki bugünlerde çok fazla yaşanmış taşa dokunduğumdan, belki de duvarların arasındaki fısıltılardan, yada piyanoda uydurduğumuz melodilerden..çok sevdiğim bir kitabın arasından çıkan otlar yapraklar, çiçekler derken... kendimi taş duvarlar arasında kenar köşelerde notlar alırken buluyorum sık sık... hangi köşeyi dönsem başak bir yaşam elimde. bilmem, değişmesi gibi mevsimlerin, ne de olsa bahar yakın.blogunda mailin var mı luna, yoksa bana yazar mısın, sana mail atarım. sevgiyle...
bir yakamoz akşamında denize gömdü sevdalarını;
… ve hatırladığı tek şey hırçın dalgaların yüreğinde bıraktığı sitem şarkılarıydı.
şarap içip şiir yazardı,kimi unutulmuş sevdalar adına
hep istedi ama sarhoş olamadı hiç.
bir keman sesini severdi,
haaa bir de bağlamaya dayanamazdı.
akşam üzerleri yelken açmış gemilerin ardında bıraktığı izleri görür ve düşünür;
geceleri yalın ayak yürüdüğü Arnavut taşlı kaldırımlı sokakları hatırlar,
ve 1970 baharından [...]
nes, ben buna baıyılıyorum biliyor musun, bir tür akis, yansıma ne dersen de. böyle bir etki yapmasını seviyorum postların. sevgiyle...
Yorum Gönder