2 Mart 2010 Salı

1.mektup "sen büyüye dokunmak gibisin"




ruth, sevgilim,


ben bu sayfanın adını "önsöz" koyuyorum ya,


kaygılandığını da görür gibiyim. kaygılanma sakın,


tek derdim bu rastlantıya ve sana teşekkür etmek!


ben, sana hep teşekkür etmeliyim.




ben şimdi, biraz o tutkunun verdiği acemilikle acemi


ama içten ve elyazısına sığmayacak bir yoğunluktayım.


- elyazım iyi ki kötü, güzel olsa sığınacak mazeret kalmazdı!-


sen çok güzeldin, özlemiştim, çok


seviniyordum içimde yayılan özlemine.


ben, dokunmayı seviyordum ya, şimdi


sen, büyüye dokunmak gibisin bende...


elbette hep, elbette her zaman!




bir tek şeyden çok korkarım: seni göz açıp


kapayıncaya dek görüp, ansızın yitirmekten...




seni bana çok özlet


ama sakın unutturma!


h.e

4 yorum:

ali zafer sapci dedi ki...

Çok güzel, çok güzel! Teşekkürler.

Unknown dedi ki...

seni bana çok özlet
ama sakın unutturma!

bu yetti bana, özlemek unutamamak...

Efsa dedi ki...

Bir de bunu sevmişim.
Son cümlesinden olsa gerek der yüreğim.

y. dedi ki...

h.e nin yeri çok ayrıdır bende, karşılığı sözcüklerinin, tam da dediği gibi büyüye dokunmak gibi...