21 Şubat 2011 Pazartesi

su




ah sudur.



bir gün, bir uzun gün bir aynanın önündeyim

kirpikler ve saçlar bitti

gövdem duvara sürte sürte inceltilmiş bir nesne gibi

dalgın ve uzun

uzun ve sisli

ben ki gövdemle tattım gövdemi, iyi bilirim

bir hurma, bir başdönmesi

kokusu başdönmesinin

güzel kaplar aldım bu yüzden, ne kadar güzel kap varsa aldım

bilmek için suyumu

ve hazırlıklı değildim ve bildim

ben suyun bir dakika durduğu

durunca boğulduğu bir yerdeyim.



bir kilimi yere sermek kadar güzel ne var

sonra püsküllerini düzeltmek kadar

ya sofraya dilim dilim kesilmiş bir domatesi koymaktı görkem

kamyon sürmek yükünü bilmeden

ve ikimiz bir akşamüstü sırasında

ve akşamüstünün Anadoluya giden bir otobüs gibi kalkması sırasında

dağlarda, tarlalarda, köprü altlarında

sazların, taşların yosunların arasından geçerek

bir akik gibi yansıyaraktan hem de

kırmızı bir karpuzun doğum sancısına

su akar ben akarım

ben akarım su akar

vakit yok bakışmaya



günlerden suya.


e.c


2 yorum:

nil dedi ki...

"sular insanlar gibi geçiyor aklımdan
mavi aklımdan"..... e.c.

kaç kez yazdım bu dizeleri bilmem...

y. dedi ki...

diyorum ki ben, mavi bir ırk olmalı, yüreğinde mavi bir parçayı yaşları kaç olursa olsun taşıyanlar için. sırf bu dünyaya uyum sağlayabilmek adına mavi oluşlarını kamufle eden bir ırk olmalı.bir sabah yüzyüze gelince bizi birbirimize koca bir şiir değil ama bir dizeyle bile bağlanmışcasına bir kılan bir ırk olmalı. maviliğimizin bir kokusu var, sadece bizden olanların bilebildiği, görebildiği...

kucaklarım.