26 Nisan 2009 Pazar

.


telefonum çaldı,konuştuk
ürkek,telaşlı,kızgın ve öfkeli sesi.
bir sesin bütün bu duyguyu aynı anda hissettirmesine şaşıyorum.
durmaksızın öğüt veriyor.
haklı olabileceğini düşünüyorum,
kararıyorum.

kapatırken can yücel geçiyor aklımdan ,ellerim soğuyor.
"Ne zaman yaklaştımsa ittiniz,
ve
Ne zaman geldimse gittiniz..
Siz; hep büyük ve önce idiniz,
Gerçekten öyle oldu,
Önce siz bittiniz..."

abuk


koş koş koş,bakalım neresinden tutacağım hayatı...
yüzdüm ,bu sene ilk defa... insan ne olursa olsun yaz kış yüzmeliymiş anladım.
eve döndüm taze kahve kokusu,dayanadım kruvasan yaptım,beni mutfaktan çıkarmayın!

ayna


...Elimin üstüne düşen başımı duyumsadım,ama kıpırtısızım...bir film seyrediyorum senin gözlerinle. İçimi çekiyorum bazı sahnelerde , ağlıyorum.
Amansız badireler atlatan bir kadının ,hiç olmayacak bir yerde
düştüğünde kimse elinden tutamadan parmaklarını kapattığına şahit
oldum,kirpiklerimi hissediyorum parmaklarımda.Anlar gelir anlar
gider ömürde,öyleyse hangi an sahicidir?Şimdi hangi rüyayı
görmekteyim kimbilir ki,gülümsemekteyim.


Sonsuzluğa uzanan ağacın dalları olsun istedim aşkım,hiç
olmayacak olanı diledim,sensizliği.bütün zamanlarda ve bütün
yerlerde tek gerçeği öldüre öldüre yaşamak istedim,gözgöre göre
koşup saklanmak ve hangi rüzgarın içindeysem,dönüp kendi koynuma
girmek istedim.gece karanlığında korkup banyoya koşarken ,senin
yüzünü aynada görüp sakinleştim.Saçlarıma yattım tenin diye,kokunu özledim.Ellerim ,kollarım,bedenim senden
ödünç aldıklarımdır,gözlerim senden bana bakandır.


bütün gidişlerim sanadır...