8 Şubat 2011 Salı

...



(tıklayınca açılır youtube'nin kapısı)

last night i had a dream we were inseparably entwined, like a piece of rope made out of two pieces of vine, held together holding each other with no one else in mind - like two atoms in a molecule; inseparably combined...

şubat ayında ankara'da yazılan bir şiir




bu yıl erken bastırdı kış!

yağmur yağıyor, yağmur yağdıkça seviyorum seni.

kar yağıyor, kar yağdıkça seviyorum seni.

karaya vurdukça, sular dondukça

üşüdükçe, bir şeyler yitirdikçe, umudum kırıldıkça

çıkmaza girdikçe yaşam, yüreğim sıkıştıkça,

sen değiştikçe daha çok seviyorum seni.

donmuş suda çelik tadı var

ağzımda eski tutun ve buruk çay tadı

her sabah yaya geçiyorum bütün ankara’yı

kömür ve kükürt kokuları arasında

her akşam yaya geçiyorum bütün ankara’yı

okuyarak bildirilerini direnen öğrencilerin

bakarak yırtık afişlere, şarkıcı resimlerine,

nereye gitsem içimde bir geç kalmışlık duygusu

bu yüzden bir saat erken gidiyorum gideceğim yere

ne zaman, nerede ve nasıl bilmiyorum, ama birden

yaşamın korkunç bir hızla değiştiğini düşünüyorum

ve ikimizin ayni kişiler olmayacağımızı yarın.



bu yıl erken bastıran kışı yaşıyoruz

sanki ölümlü kahramanlarıyız kötü bir romanın

yeni bir dilin sözdizimine çalışıyoruz

gökyüzünü verip yüzünü alıyorum

görüntünü verip acıları siliyorum

yüzünü koyuyorum umutsuzluğun yerine



usumda sesinin ve gövdenin

usumda sesinin ve gövdenin görkemli atlası

ö.i