(tıklayınca açılır youtube'nin kapısı)
*
uzanıp usulca dokundum güneşli günlerin yüzüne, kimsenin görmek istemediğini, yağmura, geceye ve cuma'ya rağmen gördüğümü bilerek. bazen hayat baktıklarımızın çok ötesinde giderken, çıkmaz sokaklarda değil ara sokaklarda soluklanıyoruz. kaldırım taşları, eskimiş tabelalar,kırık camlara, sırrı tükenmiş aynalara yansıyan suretlerimiz, numarası dört olan evler ve bizden habersiz yanımızdan geçenler.. hey siz, az önce omuzunuzda duran saçınızı uçurdu bu ani rüzgar, neden bu kadar hissizsiniz. yaşamı neresinden tutuyoruz hiç düşündün mü, neresinden tutuluyoruz yaşama ve ne için...
*
duygulu bir anda büyüttüğümm..
-şaşırdığım-
şiirlerden, eskimez güzelliklerden,
suskun tükenmez gülümsemelerden
-kaçırdığım-
katmer-katmer ördüğüm
bir sevi taşıdım sana.
solmaz renkleriyle bir çiçek.
-kurumuş-
saçların rüzgarla dağıldığında
göğsüne gölgesi düşecek
-olmuş-
gözlerin buğulanıp daldığında
seni hep ikiye bölecek.
biri uyurken biri uyanık,
-sana-
benim suskularıma dalacak..
kendini arayacaksın bahçemde
-bana-
birbirine bakan iki heykelce,
ikimiz karşı karşıya olacak.
karşımdakinin karşısında sen,
-iyi+kötü-
ikisi de sen, ikisi de sensin..
bir sevide ikiye bölünensin.
-acı+ölü-
sen hangisini istersen
hep biri senin, öbürü onun olacak.
biraz daha çaba, hiç yakin
beyni gömeceğiz yarın
güzel giysilerim var benim aylar rengidir, kanlar rengidir
çekemeyenlerin gözünde bile, deseler demeseler güzeldir
ben sakladıkça giyinirim, gösterir, süslenir giyinirim
gözlerime gelince, ne zaman gözlerim dense
aklına
dudaklarım
gelir