İnsanın çaresizce kalakaldığı hatta midesine yumruk yemişcesine durduğu anlar var hayatında.Geçemediği iğne delikleri,rüzgara anlatıkları.Herkesin kendine özel acıları var ve şüphesiz herkesin ki kendine göre büyük büyük acılar.İmkansız olan şeyler var,ölseniz bile geri döndürmeyeceğiniz acılar,henüz takas kabul etmiyor dünya.Ve benim de var elbet,merak etmeyin burda kimsenin beni yazdıklarımın dışında tanımadığı, bu dünyada bile anlatabilecek olgunluğa erişemedim bunları.
Size, ben çemberinden bahsetmek istiyorum sadece.Kendi dış çepherimde oluşturduğum ,kimsenin iç alana geçmesine asla izin vermediğim acı bahçemden,bırakamadığım acılarımın izlerinden.Katmerleri olan bir dünya benimkisi,açılan her kapının ardında tamamen bana yaklaşılan,bu blogda ise zaman zaman çıplak olduğum ben.
Uzun zamandır gerçekten gülmüyordum,hani denir ya ,insan hep ağlamak ister mi,ben istiyordum.Yataktan çıkmamak,buharlaşmak ya da sahil kenarında oturduğum banktan hiç kalkmamak istiyordum,daha kötülerini de istiyordum ama kalanlar için korkuyordum.Acıdan kavrulsam,kimseyi acıtmak isteyemem.Bugün öyle bişey yaptım ki,öyle bişey,bütün hayatımda hiç yapmamıştım.
Size, ben çemberinden bahsetmek istiyorum sadece.Kendi dış çepherimde oluşturduğum ,kimsenin iç alana geçmesine asla izin vermediğim acı bahçemden,bırakamadığım acılarımın izlerinden.Katmerleri olan bir dünya benimkisi,açılan her kapının ardında tamamen bana yaklaşılan,bu blogda ise zaman zaman çıplak olduğum ben.
Uzun zamandır gerçekten gülmüyordum,hani denir ya ,insan hep ağlamak ister mi,ben istiyordum.Yataktan çıkmamak,buharlaşmak ya da sahil kenarında oturduğum banktan hiç kalkmamak istiyordum,daha kötülerini de istiyordum ama kalanlar için korkuyordum.Acıdan kavrulsam,kimseyi acıtmak isteyemem.Bugün öyle bişey yaptım ki,öyle bişey,bütün hayatımda hiç yapmamıştım.
O'na dair...
Uzun zamandır gülmüyordum,aslında o'na dek.Beni güldürüyordu,dahası kendi de gülüyordu muhtemelen.Birbirini usulca koklayan kedilere benziyorduk,heran yumağın peşinden koşacak,beraber yuvarlanacak gibi duruyorduk.Bütün deliliğine rağmen ,huzurlu bir kokusu vardı,insana kendini iyi hissettiren,inciteceğinden ödü kopan bir hali vardı hatta.Yuvarlanıyorduk işte.Bugüne kadar.Bugün acı bahçemin kapısı tek bir sözle kırıldı ve ben paramparça oldum.Çünkü geçmemesi gereken bir yeri geçtiğini zannetmiştim ,oysa sadece küçük kedi oyunumuzda neşeyle yuvarlanıyordu.Ve ben kendi acılarımı unuttuğumu sandığım bir bahçe de onlara dokunulduğunu düşününce ,arkasından geçtiğim saksıyı kafasına düşürdüm.Bunu içimi kavuran bir acı ve öfkeyle yaptım.Geçmiş geçmiştir,acı acıdır diyebilirsiniz.İnsan kendi kendine konuşamadığı birşeyi başkalarına anlatmakta imkansızlaşıyor.Şimdi buraya yazıyorum,beşer halimin itirafıdır.Bunu okur okumaz bilmiyorum,hiçbirşey anında ,bir boşlukta asılı kaldım.Ama özür dilerim,sert cümlelerim için,seni olduğunu bildiğim insandan başka biri sandığımı düşündürdüğüm için,çok da yumuşak kalbini kırdığım için ve biliyorum kırılan kalpler onarılmıyor birdaha,keşke zamanı geri alabilseydim denir ya,şu an hayatta sahip olmak istediğim tek şey bu şans ,şu anda,şimdi,burda!