25 Kasım 2010 Perşembe

kumun bin derece ateşle, aşka sınanışı: raku

ateşle şekle vurduklarımızı gözyaşlarımızla soğutuyoruz, bildiğimiz için yanmadan var edemeyeceğimizi.


(tıklayın & dinleyin)


sen cihanın hazinesisin, cihan bir yarım arpaya değmez. sen cihanın temelisin, cihan senin yüzünden taptazedir. diyelim ki alemi meşale ve ışık kaplamış; çakmaksız ve taşsız olduktan sonra o, iğreti bir rüzgardan başka nedir?"




"bedenin her zerresinden bir feryat duy, bir inilti işit; çünkü sen büyük bir şehirsin; belki de bir şehir değil, binlerce şehirsin sen. her şey sensin; her şeyden öte ne varsa o da sensin; o da senden ibaret."





"murat sensin. neden oraya buraya koşuyorsun? o, sen demektir. ama sen, sakın ben deme, hep sen diye söyle. göz dürüst görürse, sen o olursun. o da sen olur."







insanların taş yüreklerinde öylesine bir ateş vardır ki perdeyi kökünden yakar. perde yandı mı, insan hızır hikayelerini de tamamen anlar. o eski aşktan gönlün içinde yeniden şekiller meydana gelir.”




"ey tanrı kitabının örneği insanoğlu. ey şahlık güzelliğinin aynası mutlu varlık. her şey sensin. alemde ne varsa senden dışarı değil. sen ne ararsan kendinde ara, çünkü her varlık sende."

paradise c.

(tıklayın & dinleyin)

derin uyku

yağmur yağınca ben, içimde atlar koşuyor zannederim.



*

endişelenme diye, kuruttum saçlarımı yağmurda ıslattığım... ve giydim terliklerimi, hırkamı.

tıpkı söylediğin gibi

*

famous blue raincoat

(tıklayın & dinleyin)

post - it