24 Eylül 2009 Perşembe

güne not



çok uzun zamandır müzik dinlemiyordum sessizlik hakimdi,kendimden kaçmıyor, kendimle kavga edebilmek için geri de kalan sesleri susturuyordum, bir ben kalıyordu, bir de ben.
sonra bu sabah yataktan kalktığımda kendimi meşgul etmeliydim, evren beni müziğe çağırdı, kaçmam kendimden kurtulmam lazımdı, kimseden değil, öncelikle kendimden. içimdeki iç savaşa bir süre ara vermeye karar verdim ve play tuşuna dokundum. sabahın ilk şarkısı çöl takıntımı tetikledi, sonra bir internet sitesinde gene bu şarkı, sonra başka bir blogda gene bunu gördüm. evren anladım bana bişey anlatmaya niyetlenmişsin ama algım kapalı, gözüm kör şimdilik.


beyabân bârânın yaşı gözümün özü bednam salmış hüzünümün yüzü gülsün
ahval'im suskun dokunan bana mendil tutsun.
beyabân fırtınan beni kavurur göz yaşın kum olur dağılır
kumuna tozuna karışır biraz merhamet eyle etme.. eyleme..
s.

...

çölün tozları kapladı

üzerinde yemeye zamanımız olmayan


masayı.fakat parmağımın ucuyla


adının harflerini yazabildim toza.

güne not

bir gün ayrıldık ve sevilmekten eskimiş bir renk gibi hissettim kendimi