2 Eylül 2009 Çarşamba

siesta




buhurumeryem

kara saten bir çarşafa
altın bir haç çiziyorum senin için.
yokluğunu böyle ifade edebilirim ancak.
gözlerimi büyük büyük açıyorum
meleklerin üflediği o cam parçacıkları
rüzgârına.
gelmiyorsun.
kara yağız atlar geliyor soğuk odama.
düşen göktaşları geliyor.
gözlerini karalarla bağlamış
melekler geliyor. sen gelmiyorsun.
nedeni yok işte. yok hiçbir nedeni.

ve şimdi

ve şimdi ,
sen ile ben ama asla biz değil....

"dallarından koparılarak aynı buhurdanlığın içine konmuş iki salkım,
malta eriği ile mimoza baharları, gibi

--yanyana ve kupkuru

kokusuz..."