gittikçe bize benzeyen müzik, puslu, huzursuz, karanlık... hastalığa rağmen boşalan kadehler, bunca konuşmanın arasında hiç olmamışların izleri...tik tak, kalbimizin biryerleri çok ağrıyor. tik tak, dağılan bozuk paraların ardından bakakalıyoruz hepimiz, işte unutmak tam olarak bu. aklımız durmadan çalışıyor, give me a reason diyor şarkı, mazeretlerim hiç olmadı benim, uçurtma yapmayı bilmediğim gibi, uçurtma yerine kendimi salmayı istiyorum rüzgara ve gökyüzüne. en gerçek boşluk hissi bu diyorum, boşluğun izi olmaz diyorum inandığımın aksine. insan kendine yalan söyleyemiyor anlayacağın, belki söylemek istediğinden söylüyor olabilir.
ve karanlık bir sokakta sırf sen arabadan inip yokuş aşağı koşmaya başladığından panikleyip yukarı doğru koştuğumu hatırlıyorum. aynı sokak, aynı karanlık, aynı olanın ne olmadığını bildiğimiz yerdeyiz. sokak ışıkları aniden, pat!
az ilerimde başlıyor karanlık.
bir adım önümde.
insansız karanlık.
karşı kıyıdan yoğunlaşarak geliyor.
geceyi yapan biri var sanki.
çevremde dolanıp duruyor.
görmüyorum ama sezinliyorum.