- ölümün bir insanda doğruladığı -
iyi ki geldiniz burada bulundunuz
her şey öyle uzun, biz soğuğuz ve
öyle solgunuz...
perdeleri kaldırdık. ölüm
ıslaktı dünyada. denizsiz bir salı günüydü.
camları açtık, öyle kaldı artık.
denizsiz bir salı kimler için önemli?
ölü, boşluğumuzu doldurdu birden,
kolasız, yakışıksız (ölü yıkayıcılar gelince)
sigara masalarında, tenteneler,
duvarlarda aile fotoğrafları, ölüye uygunsuz.
camları açtık, öyle kaldı artık. ta ki,
bir kadın su içsin evinde. -adın bir
avunmadır omuzlarımda ve anlağımda, büyük su-
bazan bir ölüm büyük bir yadırgamadır şehirlerde.
"geldiler. büyük ocaklarını kurdular
bir atı ürküttüler ve yusufçukları.
denize gitti onlar.
ölünün çenesini bağlamışlardı, uzattılar.
karnına bıçak koydular, kara saplı aradılar.
apış aralarını sildiler, temizlediler.
karnını oğdular, yine sildiler.
ayak başparmaklarını bağladılar.
kefenine biçip giydirdiler.
ölümü tazeleyip bağışladılar."
vapurda bilet sordular, birden. vakit,
geçti. küçüldüm.
-bir ölüye geç kalmayalım baylar,
biletler nasıl olsa kesilir.
sokak başlarını tazelediler bitkin sonuçlar
- bir de fonde de pouvoir, nasıl ölür kimbilir?
ayaklarını yıkadıktan sonra. umulmaz. -
tersaneden bir işçi, bir otelden bir garson
ve ben
ve bir su.
uzungar'lar, uzunavlular, uzunsessiz
yitirdiğimiz o son duyarlık, o sessiz başkaldırma ölüme
ve kaçamak bir bakış, çekici külrengine
ölünün ağzındaki.
"uzun sessiz ölüyü yıkadılar.
direnmedi. anısı tükenmedi. sürdü."
iyi ki geldiniz, burada bulundunuz
her şey öyle uzun, biz soğukuz ve
öyle solgunuz...
t.u