yüzün çamurlar üstünde tüten buhur
ıslak toprak kokusu
doluyor odama
sıkılıyorum
kitapların üstüme yıkılacağından
korkuyorum şimdi
yel esiyor
söküyor duvardaki bir resmi
yerine senin yüzünü koyuyor.
yüzün şimdi karşımda
yüzün akşam karanlığında
toprağın üstüne bırakılmış
bir demet çicek gibi parlıyor..
o zaman açıyorum
bütün perdeleri
o zaman yakıyorum
bütün ışıkları
camları darmadağın ediyorum
yüzünü avuçlarıma alıyorum
alnını öpüyorum
dünyayı öper gibi...
a.e