6 Ocak 2012 Cuma

will you come stepping out with me?



(tık&tık)

heryerdeydiler...

dönecek yerleri yok şimdi


önce dokuz sonra bir...




seninle bir istanbul kentinde karşılaşmıştık, istanbul…

sen o zamanlar konstantinopolis olduğunu henüz unutmuştun.

ben seni daha terketmemiştim...

terketmek üzereydim…

geri dönüşün olmadığını,

geriye dönülemeyeceğini henüz bilmiyordum

karşıdan karşıya geçiyorduk.

ben tam o an karar verdim.

yerleşiklik o an yitirildi.

gerisi sürekli bir git-gel artık...

dönmeye ve kaçmaya çalışarak hep

oysa sana dönemiyordum işte, istanbul.

bütün dönüş biletlerimi saklıyordum,

biliyordun ama kabul etmiyordun.

dönüş yoktu, olamazdı, tıpkı gidişin olmadığı gibi.



ben hala o uzun kıvrılan yolda bekliyordum.

oradan ayrılmamıştım ki...

sonra şimdi yatağımda, bütün gece yazmaktan

yorgun düşmüşken, kuzey rüzgarı buzdan

heykeller yontarken odada, kulaklarımda


yavaşça, seni düşünüyorum…

l.m