güneşe yenilip vaktinden önce sararan yapraklar, vakti geçmiş bir hasadın ardından anızların etrafı yanık kokusuna boğan dumanı, mısır tarlasında koşturan elleri kirli çocuklara bakıyorum kısık gözlerimle, yol çizgilerin geride kalmışlığına inat, kıvrılarak yukarı çıkan dağ yolunun görünen kısmında tek tük araba sesleri...
gidip gelen radyo frekansları arasında bir adam, yüzümde yüzünü görmek istiyorum diyor, şarkı yarım kalıyor bitimsiz yollarda, oysa bitmeyen sözlerimiz var birbirimize, bir bakıyorum günler kısalmış...
sarının her tonu maviye karışıyor, biliyor musunuz, sarı güller ayrılık demek değildir.
y.
(tıklayın&dinleyin)