11 Ocak 2011 Salı

geceye not





(tıklayınca açılır youtubenin kapısı)


yıldızlara bak yıldızım;

ah gökyüzü olaydım da

sana binlerce gözle bakaydım

p.



çocukluğundan beri, kitapları gizli bir kardeşlik bağının işaretleri olarak görmüştü


"belki bu insanlar da kendilerini otların üzerine bırakmak ve kurbağaların sesine uymak ve bir kadının boyu kadar bir toprağa sahip olmak ve orada gerçekten uyumak ve korkmamak istiyorlardı. ve yine de büyük bir ülkeydi burası, herkese yetecek kadar şey vardı. kadınlar vardı, toprak vardı, para vardı. ama hiç kimse yeteri kadarına sahip değildi bunların, hiç kimse ne kadar şeyi olursa olsun bir an durmuyordu; ve tarlalar, bağlar ulusal parklar gibiydi, istasyonlarda görülenlere benzer çiçek tarhları, ya da kavrulmuş boş topraklar, dökme demirden dağlar. burası insanın yerleşip de başını dinleyeceği ve başkalarına 'iyi ya da kötü buradayım. bırakın, iyi ya da kötü burada huzur içinde yaşayayım' diyebileceği bir ülke değildi. beni korkutan da buydu."

c.p

...




sözünde mavi olmayana okyanus sorulur mu



* kes


birden resmi görünce hatırlayıverdim, öylesine....


akşamın, çocuklar








böylece yüzüne bir dal çizerim

güzün uçurtması kuşlarla

konuşurken çakıl taşlarına vurur

sesinde suyun zamanı…

zaman, suyun kalbindeki çocuklar.

bak, daralan ölçülerde bir şey var

büyüyen anlamlarda çoşkulu uyum

farklı bir hatıra,

o yeşil küpelerle baktığında

sırmalı düş aynalara…

bildin mi onu?

geceleri kar altında büyür

ağlar hep mavinin yazgısına

seni ilk o renkte gördüm ben,

batmış gemi armalarında, kartpostallar
böylece gökten yüzüne küs düşer

utançtan kızaran üç elma

olgun bir üzümdür mesela konuşsan

sussan bir narın ilkgençliği

kararan pazarlarda hamaldı çocuklar

bak sezilen duyguda bir şey var

meşeden fıçılarda saklanıyor konyak

böylece bir bakmışsın sarnıçlarda

akşamları ağırlayan çocuklar

küçücük bir ricadır!

ne olur bir on gün kadar elin elimde kal.



gülerek yüzüme bakarken

tedirgin oluşum umurumda değil

karakollar değil, borsa tatilleri, aşk şiirleri

tüm çizgilerde hastalıklı bir yan

boşver, dudaklarınla göğsüme mızıka çal



kıskanmalar yan flüt alınganlığım keman

bak, kayalıklarda hırçın kıpırdanışlar var

kandillerin altında susamlı bir uyku

yani beşbin yıl kadar yüzün yüzümde kal

gemilerde karanlığı ezber eden akşamdır çocuklar

senin o karanlıktan birkaç yıl alacağın var.

o.c