17 Şubat 2011 Perşembe

ben aşkı mineraller, bitkiler ve melekler olarak düşüneceğim*

bazılarımızın çocukluğu hiç bitmez...


(tıklayınca açılır youtube'nin kapısı)

“do you know, i always thought unicorns were fabulous monsters, too! i never saw one alive before!”

“well, now that we have seen each other,” said the unicorn, “if you’ll believe in me, I’ll believe in you.”

l.c


turkish blue




(tıklayınca açılır youtube'nin kapısı)

böyle rüzgarlar birdenbire yön değiştirip

güneye göçen leylekler tuhaf bir

polka gibi havada döndüğünde

hep böyle bir gelme ve git

me haliyle yapraklar

birbirine sarıl

arak dön

düğün

de.

turkish blue

hep beklenen birisi

artık beklenmeyip beklememeye

yani alışıp evine döndüğünde

çayın altını yakıp herşeye kendini

alıştırıp ama yine de biraz ağlayıp

biraz güldüğünde senin de

mavi bir yatağın

olacak mı turkish blue

l.m



the stars just blink for us

i ♥ tumblr


söyleyemediklerim için kendime tumblr. yapmaya karar verdim.

güvercinli güvercinli



çiçekçilere soruyorum, kupa papazlarına, kumrulara

eğreltiotlarına

kimya kitaplarına

karpuz satıcılarına soruyorum balkondan bağırarak

bilmemek ayıp değil ki öğrenmemek ayıp

ama sevdamızın her şeyden bir fazla oluşuna kimsenin aklı ermiyor

okul kırmış çocuklardan bir fazla uçarı

adem'le havva'dan bir fazla çıplak

gerçi esmeriz ya, marilyn monroe'dan bir fazla sarışın

bir fazla istanbul efendisi yaşlanmış çınarlardan

istanbul dedim de aklıma orda olduğun geldi

karı muhabbetlerinde mi her allahın günü

carıl curul mu yine tatlı kaçık istanbul

ne halt edersen et en çok sedef bakışını arıyorum senden ayrıyken

en çokdan çok da dünyaya meydan okuyan gülüşünü

şiirim diyorum ona, bu sözü bir fazla hak ediyor bütün şiirlerimden

yaban gülüm diyorum

çılgınlığım

vazgeçemediğim

birden güvercinli güvercinli gülüyorum

bak

sevdamıza bir numara dar geliyor sanki şimdi yeryüzü

a.a