1 Kasım 2010 Pazartesi

güne not



perdelerin arasında dans eden güneşin elinden tutuyoruz, oysa bu sıcaklık bizden başkası değil, havaya karışan deniz kokusunun arasından kahve sızıyor kanımıza. güneşin gülümseyen yüzü kaplıyor boğazı, vebalı bir kent burası, insan yağmur yağarken de güneş açarken de ayrı ayrı tutuluyor "taking my life in my hands"diyor radyo da çalan şarkı, ben uzanıp tutuyorum elini.

sevgili, bugün güneşe gidelim mi....


(tıklayın & dinleyin)

ultra -zone ikizimsin sen benim
küçük bahar çiçeklerinden örülü
yüzünle bana yaklaş
elimden tut
ve beni yosunların
sarmaşıkların yüzdüğü
salela nehrine götür
orada hiçbirşey olmayacak
şimdi bulunmuş ruhlarımızdan başka
bir de ultraviyole bir varlık, ultra-zone
bir ışıkta...

l.m