14 Temmuz 2010 Çarşamba

leyla



günlerden bir özge gün müdür


yaprak dökümü müdür gizemli neylerin

dağlar leyla albenisiyle mi donanmıştır

bulutların doluktuğu

bunlar sözcük müdür yoksa tuz ırmağı mı

roma'ya yakınılan ben miyim

bir gün

hergün gelen meleğin gelmeyeceğini

bilen ben miyim

ilenen leyla mıdır leyla mıdır



(kötürüm bir yel eser ıraklardan

üçgenlerin eşliğinde

unutulur olay özellikleri

şems'in öğütleri erir ufukta

doğuda batar güneş)



kötürüm bir yel eser ıraklardan

çağlar alınyazımı tartışır

karanlığı tırmalar karanlık bilgeler

evren bir savaş alanıdır

aşkı eline dolayan bir dize yürür üstüme

bir kent mecnunu keser yollarımı

leylayı sorar



(ölüm şarkısını çalar gizemli neyler

düşer -bu bir ölüm düşüşüdür- çılgın hüseyniler

bağlanır bir aksak hicazda şevki bey'in kolları

doğuda batar güneş)



leyla bir özge can mıdır

can içinde can mıdır

bir adam anlattılar leylayı avuçlarında gizliyormuş

bir adam koynunda taşıyormuş onu

onları kıskanmak mıdır leylaya giden yol

ağlasak bağışlar mı

nasıl ölünür uğrunda



söz verilmiş ülkede yabancı

ağlamayan gezgini düşündüm

nil'i gözleriyle içen bir bilge gibi

sara gülümsüyor

yargıç yok taşı kim atacak

leyla bilmez mi gerekli olduğunu

şu anda

ben ibrahim ve sara



leyla bilmez mi
 
i.ç

aşk



"aniden. birdenbire, beklenmedik olandan...

beklemeyene: dilegelen bir dünya.

vahiy gibi, en çok ona benziyor.

baharın karnını öptüğüm rüya.



o yüzden 'ayak'landım, yukarı ağdım.

sana vardığımda ağlamam bundan...



adını andığımda sıcak akıyor bütün nehirler

dünyayı dolduran sözü olduran o.

ve ben ne desem şimdi, benden değiller.

hâlâ soruyor musun bana, aşk ne demek:

o en 'bir' ve 'tam' olana yürümek.



durup durup geçmesin içinden ağlamak

dur, neden ağlıyorsun ca'nım,

yetmez mi ikimize bir sağanak..."

b.k


(tıklayın)



akşam ve sen ve ben



ikimizdik, sen ve ben, bir çiçekle

onun tomurcuğu arasında bir yerde;

öylece durur muyduk, ikimiz gibi?

dâima birlikte olurduk hüzünlerde...



anımsar mısın, yaz günü, bir bahçeyle

gizledikti kendimizi birbirimizden;

sen ve bahçe, ben ve bahçe, sen ve ben:

akşamlar derlerdik her ikimizden...



üşürüz, çünkü uzağız şimdi o yazdan;

ey, birazdan bir yazdan geçer olan, ey!

kimbilir ne anlama geliyor artık,

şu eskiden “hüzün” dediğimiz şey?

h.y




(tıklayın)

ölüm bir aşirettir doğuda



ayışığı gülden hoyrat
gölleri güzelden talandır
ve asi, durak bilmez ağıtlarıyla
uçsuz bucaksız turnalarını
kat kat gurbete dürmüş evvelbaharla
sevdası göçer olandır

ve bu nasıl bir serencâmdır
satılır umudu beye
hasreti bir meta gibi
ve alınandır
ve tuzdan, bozkırdan ninnilerini
bir çığlık gibi mengeneden mengeneye
sokup çürüten rüzgârdır

türküsü ki eşkiyaya geniş
ve bir kekliğe dardır
ovası çelen bakışlı
ve bir fişekliğe dizilmiş
gibi omzu kuş nakışlı ağaçlarıyla
acıya pusu kurandır

ölüm bir aşirettir doğuda

h.y