(tıklayın & dinleyin)
çok garip bir yanı çıkar ortaya ilişkinin, kişilerden biri - hele, ikisi birden! - hastalanınca : buna 'bakım' denir.
(ingilizce'nin ilginç bir anlam bağlantısı, care sözcüğüne hem 'birisine bakmak', hem de 'birisi için tasalanmak/ birisinin kişi için önem taşıması' giderek 'birisini sevmek' anlamlarını yüklemesi. -heidegger de almanca sorge sözcüğünden benzer anlamlar çıkarır - en azından, 'hastaya bakma' anlamı vardır sorgen ' de(: "fürsorge")...
türkçe ise, inanılmaz bir bağlantı kuruyor, ' hastaya bakma' edimiyle : kişinin 'gözü üzerinde olur hep 'baktığının' (: 'yoğunbakım'...); 'birisine bakmak' da, onun için - iyileşmesi için - neler gerekiyorsa, onları ona yapmaktır (: 'hastabakıcı'!).)
- sen de, gidip biryerlerden ıhlamur çiçekleri almışsın : berbat nezleli / gripli burnumla - nasıl olduysa - kokusunu aldım; masanın üstüne, açığa - başka bir işe yaramayacak bir ' armağan ' kabının içine - bir tutam, bir demet koydun - ortalarına da kış başında canlı tutmaya çalıştığımız ama küçücük meyveleri dallarından boynuna dökülen biber'in attıklarından süsleme yapmayı da unutmadın:
-şimdi burada duruyorlar - siyah, sarı, kırmızı - senin elinden....
o.a