29 Nisan 2009 Çarşamba

hal

  • uyuyamıyorum
  • seyredemiyorum
  • dinleyemiyorum
  • okuyamıyorum
  • ağlayamıyorum
  • kaçamıyorum
  • tutamıyorum
  • alamıyorum
  • düşünüyorum

bu çaresizlikten nefret ediyorum.

kolye

hayatımın yarısı telefonda geçiyor. telefonla konuştum,...kapattı,ağladım.on dakika sonra yağmurun sesini duyunca panjurlarda zor attım kendimi sokağa...çok çabuk sahile
ulaştım,yağmur ellerime damlıyordu ,saçlarıma,yüzümü ıslatıyordu,ağladığım belli bile olmuyordu.tam o sırada çöp kutusunu farkettim ,boynumdaki iki aynı kolyeden birini çıkardım attım.içimde beklediğim rahatlama hissini bulamadım,rio çalarım kayalıklara düştü,nedense benim gibi ıslanan ama çok konuşmayan biri onu kayaların arasından çıkardı,bir yabancının ipodunu kulağıma taktım,ikimizinde kafasından sular süzülürken ve birbirimizin müziğini dinlerken öylece oturmanın niye beni rahatsız etmediğini anlayamadım. yağmur dinene kadar oturduk.dönerken çöp kovasına uğradım,kolyeyi alıp cebime attım.garip bir huzurla doldum.

bu fırtınanın gidişine daha zaman var ,anladım.

kim

''çiçek istememiştim, istediğim sadece ellerimi çevirerek uzanmak ve büsbütün boş olmak.''

azalış

Çünkü bizler duydukça azalıyoruz;bizler geçiyoruz verdiğimiz solukla;közden köze hafifliyor kokumuz.Belki biri çıkıp diyecek:Evet, içimde kan oluyorsun,bu oda ve bahar seninle doluyor...Neye yarar,bizi tutamaz o da; onun içinde,onun çevresinde eksiliriz..
Bak,ağaçlar sürüp giden,oturduğumuz evler duruyor daha.

Yalnız biz hepsinin yanından geçiyoruz
bir soluk gibi....

duy da inanma!

İnsan gözlerine inanamadığı şeyler okuyabiliyor hayatta,az önce okuduklarım gibi.Az önce kalbimin mezarını kazdım,imkan olsa o mezara kendimi kapardım.bazı şeylerden çok korkuyorum,farz-ı misal önyargılardan ya da en iyi arkadaşlarımdan biriyle sevgili sanılmaktan ödüm kopuyor,bunu sevdiğim insanlar yapınca durum daha da bir tuhaflaşıyor,insan ikilem yaşıyor kalayım da açıklayayım mı,ya da hay lanet olsun mu diyeyim diye! mesela son bomba,sevgili arkadaşım gölge...Hani biz kendimizi bir karında yattık kardeş olsak bu kadar olmazdık diyorduk ya,meğersem sevgiliymişiz,yaa,kulakların iyi duysun ,insan oğlu nasıl uyduruyor.Hani gidecektin ya başını alıp eylülde ekimde benim içinmiş haberin olsun.bugün hakikaten kendi beşer halimden utandım,keşke taş olsaydım!