5 Eylül 2009 Cumartesi

güne not



birden gülüşünü hatırladım, sana bişey anlatıyordum, gülmeye başlamıştık ve sonra kesememiştik, alıp o anı kasaya koymak istemiştim,çınlayan tınıyı.... içim huzurla doldu,gülüşünü hatırlayınca. ne zaman unutuyoruz, ne zaman hatırlıyoruz... uzuvları kesilen kediler ,kayıp parçanın varlığını önce unutur sonra hatırlarlar ve buna göre gelişir her davranışları.insanlar unutmaz, insanlar inkar eder bildiklerini.beyninin her hücresine kazınmış anları inkar ederek başlarız işe.unutmak çok sonra gelir ama bilinenler acı verdiğinden üstünü örtmek görmemek isteriz. birine ait eşyaları saklarken ,üzeri örtülür hep,resimlerin,eşyaların....ama toz olmasın diye,zamanın izleri sinmesin diye, çekili perdelerin arasından sızan güneş soldurmasın diye. ben de senin üstüne örtü örtüyorum, seni unutmak için değil, hatıralarım tozlanmasın diye.solmasın diye gülüşün zihnimde, seni hep taze tutmak istiyorum içimde.bir gün gelip kaldırdığımda örtüleri ,sen orada her renginle var ol diye.


"seni hatırlamaya başlamam gerekecek

bir başkası keşfetmeye başladığında seni,

çoraplarının üzerinde bacaklarının birleştiği yeri

ve gülümsediğin anları.

çok sonra göreceği düşlerin

ilk sahnelerini oluşturmaya başladığında biri.

ve unutmam gerekecek seni

bir başkası hatırlamaya başladığında

bir başkası keşfetmeye başlarken seni.

ve hayatım bomboş, tüm yaprakları koparılmış

bir çiçek gibi: seviyor, sevmiyor, seviyor.


ve yalnızlık, seninle hiç birlikte bulunmadığımız

bir yerde bulunmaktır ve yalnızlık unutmaktır

böyle olduğunu senin: iki kişilik bilet almak isteyip

bir başına yolculuk etmektir otobüste.


şimdi resimlerin gibi aynanın da örtüp üzerini

uykuya yatacağım. göklerdeki kuşlar

uykumun etini yiyecek. içimdeki köpekler,

kanımı yalayacak. hiçbir şey görünmeyecek dışardan"

yay

derinden sesler geliyor
durduramaz beni aşkın
bekle geçinceye kadar
yayı daha germe kıracaksın.

karanlıkta kımıldayan düşünceyi
göremez sendeki göz
örtülere büründüğüm şu anda
düşmüş senden kumaşlar çıplaksın.
eser serin bir rüzgâr
sen çok sıcaksın
koptu senden ellerim, köprü yıkıldı

seni benim tarafa nasıl alabilirim
uzaksın.

geceye not...

kalbime sapladığın hançeri az önce yerinden çıkardın sen
tek bir sözle...

kanı gömleğine sildin!

eylül akşamı - b.ortaçgil,teoman