13 Temmuz 2009 Pazartesi

36.


ufacıktır ya-korumasız ve savunmasız olacak-öyle duracak-senin karşında:yanında;kendini sana bırakmayı seçmiş-istemiş;tedirginliğini gizlemeye çalışarak...

bunun nasıl bir istem olduğunu da anlamalısın-nasıl bir kendini teslim ediş--

onu sakınman bu yüzden gerekli:o, bir işitilmeyen nefes gibi--küçücük bir kıpırtı gibi--kararıp gitmeye hazır bir son renk gibi..



korumalısın onu.

***
savunmasız ve korumasız:ama güçlüdür--kendisinin sen yokolduktan sonra varolmasını sürdüreceği düşüncesi yavaştan ve derinden kaygılandırır onu (seninde ciğerine oturur onun bunu düşünmesi); ama, merak etme:güçlüdür,güçlü olacaktır,yeterince--yeter, kendine--




sen gidince de...--

***
güçlüdür,kendine yeterlidir--ama seni bilmiş,seçmiş ve arzulamıştır ya işte:sana bağlı kalmayı istemiştir--senin kendini yok etmeye yönelik eğilimlerin bu yüzden kaygılandırır onu:kendisi değildir aslında,"sonra ben ne yaparım?"diye sorarken düşündüğü---sensindir.



o zaten alışıktır yitim acılarına--tabii hiç alışamamış olarak;ayakta durur gerçi;ama,bir düşün:ne denli acılı olur o zaman, zaten çöl içinde bi kayalık gibi duran yaşamı--


o'na ,o serin ,o mor araları,o esintili kıyıları,o karlı karanlıkları yaşattın ya (kendin de,işte,bunları;hiç yaşayamayacağını sandıklarını,yaşadın,ya); artık ölmeye çalışmamalısın; ölmemeye çalışmalısın---yaşamın nasıl olursa olsun(ki,işte o oldukça,güzel de olacak)yaşamaya çalışmalısın.


yaşamının anlamı senin ile birlikte varolmak istiyor---

sen de onu korumak zorundasın.


--koru onu.



o.a