13 Nisan 2011 Çarşamba

should i kill myself, or have a cup of coffee?


“i learned that just beneath the surface there’s another world, and still different worlds as you dig deeper. i knew it as a kid, but i couldn’t find the proof. it was just a feeling. there is goodness in blue skies and flowers, but another force - a wild pain and decay - also accompanies everything.”
david lynch

insanı insandan kan ayırır diyor m.m, şairin romanında ve sabahları içilen kahvenin kokusu yayılıyor evrene, iyilik gibi... kitap çok taze, gamenn'den zeheyra'ya, haritacıdan, zeey ve tagan' a pek çok karakter var, kitabı elime ilk aldığımda açılan satırlar aşağıda, sonrası, sonrası gelir...

"eski zamanlarda şair kavimleri içinde birbirine düşman birçok kavim bulunurdu.birbirlerinin kelimelerini öldürürlerdi. sonra yetinmezler, meydan savaşlarında birbirlerine cana susamış çala kılıçlarla saldırır, yağlı palalar sallar; gözlerini bile kırpmadan düşman bellediklerinin gövdelerinden havanın boşluğuna imzasını kanla attıkları kelleler, bacaklar, kollar koparıp alırlardı.
"savaş meydanlarında öldüren, katilden saymazdı kendini. başkalarının gözünde de katil sayılmazdı.' meydana çıkmanın hukuku,' diye bakarlardı ovalarda üstüste yığılan ölülere; 'kanın şiiri,' diye bakarlardı ovanın kızıl kırmızısına... cenk şairi olmaya karar verdiğinde mürekkebin kan olur serhenas. kelimelerin kan olur. için buna hazır mı? kendi kanını seyreltmeden, başkasının kanını akıtabilir misin?..."

m.m