1 Kasım 2011 Salı




- ölümün bir insanda doğruladığı -



iyi ki geldiniz burada bulundunuz

her şey öyle uzun, biz soğuğuz ve

öyle solgunuz...



perdeleri kaldırdık. ölüm

ıslaktı dünyada. denizsiz bir salı günüydü.

camları açtık, öyle kaldı artık.

denizsiz bir salı kimler için önemli?

ölü, boşluğumuzu doldurdu birden,

kolasız, yakışıksız (ölü yıkayıcılar gelince)

sigara masalarında, tenteneler,

duvarlarda aile fotoğrafları, ölüye uygunsuz.

camları açtık, öyle kaldı artık. ta ki,

bir kadın su içsin evinde. -adın bir

avunmadır omuzlarımda ve anlağımda, büyük su-

bazan bir ölüm büyük bir yadırgamadır şehirlerde.



"geldiler. büyük ocaklarını kurdular

bir atı ürküttüler ve yusufçukları.

denize gitti onlar.

ölünün çenesini bağlamışlardı, uzattılar.

karnına bıçak koydular, kara saplı aradılar.

apış aralarını sildiler, temizlediler.

karnını oğdular, yine sildiler.

ayak başparmaklarını bağladılar.

kefenine biçip giydirdiler.

ölümü tazeleyip bağışladılar."



vapurda bilet sordular, birden. vakit,

geçti. küçüldüm.

-bir ölüye geç kalmayalım baylar,

biletler nasıl olsa kesilir.

sokak başlarını tazelediler bitkin sonuçlar

- bir de fonde de pouvoir, nasıl ölür kimbilir?

ayaklarını yıkadıktan sonra. umulmaz. -

tersaneden bir işçi, bir otelden bir garson

ve ben

ve bir su.

uzungar'lar, uzunavlular, uzunsessiz

yitirdiğimiz o son duyarlık, o sessiz başkaldırma ölüme

ve kaçamak bir bakış, çekici külrengine

ölünün ağzındaki.



"uzun sessiz ölüyü yıkadılar.

direnmedi. anısı tükenmedi. sürdü."



iyi ki geldiniz, burada bulundunuz

her şey öyle uzun, biz soğukuz ve

öyle solgunuz...

t.u

Hiç yorum yok: