bağrı çok savruk da olsa sabah günün en çıplak vaktidir
günün en çıplak kuşları gezinir orda
ve ilkin loş bir yürek çarpıntısıyla uyur
göğsümün bedenimin çaşıtları bütün çaşıtları uyutur
sabah kuşların, kuşların uçuşlarını da.
sabah ki aklını çeler bir kuzgunun götürür
sabah ki aklını çeler bir kuzgunun götürür
ıssız bir sorumluluğa ama gitmeyen o simsiyah tad ağzımda
ve buramda coşkun göğertisi orospuluğun bulanık,
aç ve sonuna kadar cesur buramı öpesi gelir kuşların
kuşların her yerimi öpesi gelir
uzanırım aç ve sonuna kadar
cesur sabah günün en kıskanç vaktidir.
akıtıp beyaz bir bedeni boğazıma
akıtıp beyaz bir bedeni boğazıma
yakıp çağlardan artan iniltileri ağlayışlar
ve bakışlar üstüne getirilen sabahtan sonra getirilen nedir?
kamyon tadında ve dağınık olan nedir?
çaşıtlar uyudu, kuşlar çıplak...
sabah ormanın ağza bıraktığı ıssızlık gibidir
sabah günün el değmemiş bir vaktidir
i.ö
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder