"Brenda’yı ilk gördüğümde benden gözlüklerini tutmadı istedi. Daha sonra atlama tahtasının kenarına geçip havuza sisli gözlerle baktı; havuz boşaltılmış olabilirdi ve miyop Brenda’nın ruhu bile duymazdı. Suya güzelce daldı. Bir saniye sonra tekrar havuzun kenarına yüzüyordu. Gevşekçe toplanmış kestane renkli saçı, sanki uzun bir dalın gülüymüş gibi, havaya dikildi. Yavaşça köşeye ilerledi ve arkamda durdu. ‘Teşekkürler,’ dedi, sulanmış gözlerle. Gözlüklerini almak için elini uzattı ama arkasını dönüp uzaklaşana kadar onları takmadı. Çekip gidişini izledim. Elleri bir anda arkasında belirdi. Mayosunun arkasını baş ve işaret parmaklarıyla yakaladı ve görünen tenini ait olduğu yere soktu. Kalbim yerinden oynadı. "
p.r
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder