4 Ağustos 2009 Salı




"ne yapmak istediğini bilmiyorsan, ne yapmamak istediğini düşün!"


"seni anlıyorum" demek büyük bir yalandır. kocaman bir yalan. kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada... var olan en sağlam zırh insan vücududur. içindekileri en iyi saklayan kasa odur. koridorlarında birikenlerin kokusunu bile yaymaz dışarıya. deliliğin kokusunu, anormalliğin kokusunu duyamazsın yanında gazete okuyan adamın, otobüs durağında.



sadece gördüklerin vardır. beş duyunun algıladığı kadar anlarsın aileni, sevgilini, çocuğunu...ölümlü olduğunu unutamadıktan sonra ne gereği var anlamanın? tutunsanda aşıklarına, zincirlesen de kendini dostlarına yine de gömülürsün toprağa. gerekirse hepsiyle beraber gömerler. firavunlara yaptıkları gibi.


anlayan şöyle der:anlayamasaydım da ölecektim. daha çok anlamak yormayacak tabutumu taşıyanların kollarını. çünkü ne daha ağır oldum, ne daha büyük!"


"işte" dedim. "umut bu. bir tekne. başka birşey değil. koca okyanusta devrilmeden yol almaya çabalayan bir tekne. sonsuzluğun dalgalarıyla savaşan bir ceviz kabuğu. hepsi bu. köhne bir tekne." ben bindim. kamarasında uyudum. hiçbirşey değişmedi. isterdim yeni bir insan olarak inmeyi o tekneden. değişmeyi, iyi biri olmayı, hissetmeyi, sevmeyi. hepsini isterdim. ama istemenin yetmediğini çok erken anladım. hiçbir şeyin yetmediğini! dünyayla mesafeli bir dostluk kurmak zorunda kaldım. çünkü kuşkulandım bana verdiği hediyelerden. her şeyden! kendimi kaybettim. buldum. umut adındaki teknede bir hafta kaldım. ne dövmelerim silindi, ne de zihnim ölmekten vazgeçti...


"yeryüzüne inme zamanı..."

6 yorum:

beenmaya dedi ki...

bütün çaba yapılanlara, söylenenlere, görünenlere bir anlam bulmak kendi içimizde ve bütün yorgunluk bu yüzden. oysa "anlamak" bir yere kadar. sonrası koca bir boşluk. o halde bu boşlukları acıyla doldurmaya ne gerek var...

gölge dedi ki...

Yıllar önce okumuştum kinyas ve kayrayı.ne güzelde kafama kafama vurmuştu. Sayende tekrar okumak istedim daha doğrusu tekrar okumam gerekiyormuş anladım

YALNIZLIK OKULU dedi ki...

sadece anladığını sanırsın....oysa anladığını sandığın şey anlamak istediğindir...

y. dedi ki...

.beenmaya,bence kimse acıyla dolmak istemiyor ama yürek ne hissederse onu yaşamaya mahkumuz işte.

.gölge,bence de eskiden okuduklarımızı yine yine okuyalım,insan büyüdükçe ,olgunlaştıkça sözcükler anlam değiştiriyormuş ,ben bunu öğrendim.

.yanlızlık okulu,anlamak istiyorum,anlıyorum da,ama anlaşılmak da istiyorum ve galiba bu noktada tıkanıklık var.

Evren dedi ki...

bazen anlamaya çalışmak yerine, ve bazen anlaşılmayı beklemek yerine belki de yapılması gereken yaşamaktır sadece bunun da bir anlamı olabileceğini bilerek ve anlamayı ve anlaşılmayı zamana yayarak...
sevgiler...

teletabi dedi ki...

yazıda anlamakla ilgili söylenenlere katılmasam da son paragraf kaba bir tabirle "vurucu..."