18 Eylül 2009 Cuma

aşkın



yaşayamadığım birşeysin sen,

elinden tutup sokağa çıkamadığım

kış günü bir avuç kar süremediğim yüzüne

otlar ve çiğ damlalarıyla sevişemediğim

kımıldatmayan bir bakış, bir söz

tam söylenecekken açıp kapıyı

karanlık ağzımı ışıklandıran, yakan fotoğrafları

gümüş laleden masamda, birden leylak..

dirhemleyen sevincimi ışıktan tartacında

can alıp veren, su verip gönül yağmalayan

kurnaz bakkal, hırkama göz diken



yaşayamadığım birşeysin sen,
kokular dağıtıp

kendine yeni adlar yakıştıran

beynimde civa damlacığı, şehvetin sinir telleriyle

dokuyan kazaklarımı, göz çukurlarımı aşkın

tılsımlı gövdesiyle ovan

yastıkta bir yumak saç

boynu kıvrılıp ölmüş güvercin, dokunamadığım

şeylersin sen,


bitiremediğim...



b.p

Hiç yorum yok: