29 Eylül 2009 Salı

gece gibi olacağım



I.
dalganın ötesine geçmekle oldu hayat
kanın aktığını görmekle.
kimsenin soluğu kesmiyor soluğumu
otların dilinden anlayan bir kadın tanıyorum
kuyuların gözlerinden öpen.

toprağın dilsiz neminden bana ulaşan buğu
biliyor,
o gece ölebilirdim seninle.
ormanın karanlık şarkısı büyürken.
ama ben,
orada o taş merdivende
ölmek istedim
ibret ey
ibret.
gece gibi olacağım
karanlığımı örterek
seslere tutunacağım.
dokundum kalbime
kimsenin ruhuna fısıldayacak büyüsü yok.
olmasın
olmasın.

II.
o gece ölebilirdim seninle
karanlık ormanda ilerleyen suda
suya düşen ay ve seslerle.

ormanın fısıltısı
birleşirken sonsuzlukla
dedim bak, kimse yok
bu yolun ölüme dönen kıvrımında.
karanlık çağırıyor bizi
istek yürüyor göçlerimize
ölelim bu demirden kayıkta.
ölelim.

biz sanıyorduk ki,
bir yaradılış varsa aşkadır
ne hata.
sonsuzluğaymış meğer
sonsuzluğun koyu yapışkanlığına

herkes sussun
boşluktaki dilsiz yıldızların körlüğü gibi
dursun her şey yatağımda.
ben neye ağlayacağımı bilirim
hangi tenin beni öldürmeye yeteceğini.
bu son
artık uykusundayım herkesin
yaradılışı değilse de
yokoluşu gördüm.
b.m

Hiç yorum yok: