7 Ekim 2009 Çarşamba

geceye not

sabaha karşı eve dönerken,ay bundan daha yakındı yeryüzüne,arabadan indiğimde ayakkabılarımı çıkardım,başımı gökyüzüne çevirdim,üzerine tül geçirilmiş ay,aklıma l.m geldi mırıldandım "senin sisinde kayboluyordum". ve ben mutluluğun şeklini değiştirmiştim.az önce bir köşe başında üç insan birbirimize bakarken,bunun yürünmüş bir yoldan çok yürünecek yolun anlaşması olduğunu anladım,hayatımda oldukları için şükrettim.

2 ekim'e

2 yorum:

kağıt faresi dedi ki...

"güne not" ve "geceye not" başlığını verdiğin yazıları daha bir dikkatli okuduğumu fark ettim bugün. o kelimelerin arasında aşina olduğum birşeyler bulacağımı umuyorum sanki.kendiminkilere benzer yaşanmışlıklar aramamım nedenini ben de bilmiyorum. ama ortak bir dili kullanırken neden ortak acılar da olmasın ki?

y. dedi ki...

.soluk,belki de bu blogda yaşanmışlık ya da isteği en çok belirleyen cümleler onlar olduğu içindir,çivi bile çıktığı yere uymaz derler ama temelinde yaşam illaki benzer,belki de bir tür denkliktir olan.