19 Ekim 2009 Pazartesi

kuş ölümleri


gittikçe yalnızlaşıyorum bir sen varsın


karşılığı olmayan sorular düşüyor aklıma


ve kuşların intihar tasarısından söz ediliyor kentte


soğuyan ellerinde kalıyorum bir kırlangıç gibi


ellerin bir mecnun yurdu, upuzun bir sessizlik


birlikte okuduğumuz kitaplar kadar sımsıcak



biz bu kitapları ne zaman okuduk ve niçin


her satırını çizip notlar düştük kıyılarına


dünya upuzun bir çöl sanki, bir buzul kütlesi


karşılık bulamıyorsun aklıma düşen sorulara



ve düşüp duruyor kırlangıçlar, üşüyorum


bir yolcu hüznüyle geçip gidiyor ömrümüz


sesine bir esmerlik düşüyor parçalanıyor yüzün


kayıp gidiyor parmaklarımın arasından


bir aşkı anlatmak için seçtiğim sözcükler



hep yanlış numaralar düşüyor telefonlarda


kaçırıyor korku bakışlarını eski tanıdıklar


bir sen varsın kurtulursam bu aşkla kurtulurum


gülüşü süt mavisi insanlar vardı/ nerede şimdi


çoğunun adını unuttum çoğunun kimliğinde kazınmış adresler


nevin canına kıydı geçen gün, şiir gibi bir kızdı bilirsin


öner enfaktüs geçirmiş içerde, kesik kesik öksürürdü eskiden


ayşe ise acemi bir sokak yosması artık


üşüyorum, ama sen anılarla sarma beni ve anlat yanlızlığımızı



a.t

2 yorum:

sufi dedi ki...

Birlikte okunulan kitapların yanlarına düşülen sözcükler kurtarır belki kırlangıçları ölümlerden.Bir daha bir daha okumak gerek o dipnotları, ileri dönük mesajları vardır belki.Sevgilerimle.

y. dedi ki...

bilmem ki sufi, insan geçmişte çizdiği satırları gene çizer mi, yoksa artık başka satırlar mı vardır, büyümenin yada artık bu yaşta olgunlaşmanın etkisi diyelim ama nihayetinde kırlangıçlar hep ölür sanki.