25 Kasım 2009 Çarşamba

2

kalbini taşla ezdin
yanlışlıkla bir hayvanı öldüren tekerlek gibi
şimdi etrafına bakıyorsun
anladın yeryüzündeki yalnızlığını
yırtılmış mektuplar rüzgara savrulduğunda
kedere de boyun eğersin aslında
şimdi de kendi vahşetine boyun eğ
aşkla besleyip bir palavra büyüttün sırtının üstünde
birinin kaybettiği değildi bulduğun
onu tanıyamaz oldun
herkesi haklı yaptın
haksızlığın o kadar büyüktü
ruhumu saran sessizliğe seni nasıl bağışlatacağım
kalbi olmayan bu bedenin üstünde
tanınmaz olana dek devam edecek
bu işkence....
u.u

3 yorum:

deep dedi ki...

Anladın yeryüzünün yalnızlığını...

Bu işkence bitsin....
sevgiler.....

beenmaya dedi ki...

iyi bayramlar
sevgiler selamlar :)))

feanor dedi ki...

Bu kitabı, yaşım daha küçükken görmüştüm bir kitap evinde, elime alıp incelemiştim... Yanımdaki arkadaşım, "gizliliğin" en önemli erdemlerden biri olduğuna inanmaktaydı, yaşı da büyük olduğu ve çalıştığı, üstelik tanındığı için İstanbul'da... Eşcinsellere ithaf edildiği için kitap, bıraktırdı; görmesin kimse diye.

Umay Umay'ı herkes sevmez; sesinden iğrenen de çoktur, yazılarını/şiirlerini beğenmeyenler de; deviantart'taki fotoğraflarını küçük gören de...

Ama Umay Umay candır benim için.

Bu kitabın sayfalarından birinde;

"O'nu bir çocuk gibi öpmüştüm. Dışarı soğuk, ölür diye içime sokmuştum. Kaybettim... 'Elimde bir tek ben kaldım yalancı' diye bağırırken. Artık onu bulamam, çünkü donmama hakkımı kazandım." der.

Beni benden alır böyle anlarda Umay Umay.

Sağol yazı için :)