26 Ocak 2010 Salı

nazım hikmet

hüzün ki en çok yakışandır bize
belki de en çok anladığımız

biz ki sessiz ve yağız
bir yazın yumağını çözerek
ve ölümü bir kepenek gibi örtüp üstümüze
ovayı köpürte köpürte akan küheylan
ve günleri hoyrat bir mahmuz
ya da atlastan bir çarkıfelek
gibi döndüre döndüre
bir mapustan bir mapusa yollandığımız

biz, ey sürgünlerin nâzım'ı derken
tutkulu, sevecen ve yalnız
gerek acının teleğinden ve gerek
lâcivert gergefinde gecelerin
şiiri bir kuş gibi örerek
halkımız, gülün sesini savurup
bir türkünün kekiğinden tüterken
der ki, böyle yazılır sevdamız

hüzün ki en çok yakışandır bize
belki de en çok anladığımız

h. y

3 yorum:

Evren dedi ki...

"hüzün ki en çok yakışandır bize
belki de en çok anladığımız"

bir şairin dizelerinde bulmak kendini, yüreğini ne tuhaf... kurulmuş onca cümle içrisinden bir cımbızla çeker gibi çıkıp gelmesi bir kelimenin, sen hiç çaba harcamasan da bulması seni... hayat!

MAVİ TUTKU dedi ki...

Şu hüzün ne kadar çok yaşanan birşey..herkes en çok bunu yaşıyorsa peki kim yaşatıyor bunu?

y. dedi ki...

. evren, sen kaç gündür öyle şeyler yazıyorsun ki, yüreğim yerinden çıkıyor sanki...

.onuncu köyün adamı, herkesin bir karşılayanı yok mu dünyada, mermi bile çıktığı silahta, silahta mermide izler bırakıyor. vardır hepimizin hüznünün bir yüzü elbet.