18 Kasım 2010 Perşembe

woman in red



kadının ince ve uzun parmakları vardı.
şehrin ve insanların dışına gidiyordu.

... ateş vurunca saçlarına
zaman dururdu, gözlerini saklar kuytulara,
alır başını giderdi...

sevişmeye, atlıkarıncalara, hüzünlere
giderdi.
işte bundan, bu yüzden,
çiy düşerdi ovalara, kaygan.
ateş tamamlardı kendini, tarih biterdi.
... kıyamet.

kadını dalga sesinden dokumuşlardı
ay ışıklı ve kumsallı.
kırılıyordu.

... sesi ağzından uzak bir yerdeydi.

kadının ince ve uzun dokunuşları vardı.
ay ışıklı ve kumsallı

b.k

let me fall

(tıklayın & dinleyin)

5 yorum:

nil dedi ki...

bak şimdi de birhan keskin ....
:)))

nil dedi ki...

Kulağına uzun zamandır sesi çalınanlar,
Bir şekilde bu sesi taklit etmeye çalışırlar.
Benim yaptığım da bu.
İnsanın kendi varlığından hoşnut olarak yaşadığı,
Kendi varlığını haklı kıldığı ve kuşku yok ki, yeryüzü
Ile barışık yaşadığı ve mutlu olduğu bir zaman vardı.
Yoksa bizler bugün bu mutluluğun imgesi için bile
Bunca telef olmazdık.

birhaNkeskiN

y. dedi ki...

hepimiz aynı aydınlığın peşinden koşuyoruz, şiirler düşüyor içimize, yağmurlar ve şarkılar tenimize yağarken. koşuyoruz, koşuyoruz, bulanlardan olalım mı...

nil dedi ki...

yeryüzü ile barışık yaşamak ne büyük bir cümle değil mi y., var diyorum işte böyle bir hayat var ve mümkün. ışığımın peşini bırakmıyorum o yüzden, beni şiirlere götürüyor bulu(şu)yorum yüreğimi tazeleyenlerle.

sevgiler :)

y. dedi ki...

yeryüzüyle barışık yaşamak... hani öylesine kendiliğinden mi yoksa, bir sincap gibi,saklanabilmek dalların arasında ve oynamak çocuklar gibi yapraklarla... bırakmayalım, çünkü bak burda duruyor hakkıyla yaşanması gereken hayat.

kucakladım.