2 Nisan 2010 Cuma

üç kez seni seviyorum diye uyandım


üç kez seni seviyorum diye uyandım
tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.
sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün.
sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
taflanım! diyordu bir ses duyuyordum.
cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün.
kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
karanfil sakız kokan soluğun üstümde duydum.
eskitiyorum, eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.

i.b

7 yorum:

beenmaya dedi ki...

ben kaç kez kimbilir kaç kez...

Unknown dedi ki...

Ne diyordum, dünyanın düşünceleri yoktur. Otların canı sıkılmaz. Kurşunkalem
kendini ağaç sanır. Ufuk, hüthüt kuşu. Seni bilmem, bir söylene dönüşmek içindir dünya.
Onun için başka bir son yok. Bir söylene dönüşmek, bir söylen olmak!
Sonsuzluk dediğimiz budur.

Sonsuzu şiir öpen adam. Berk

y. dedi ki...

ah mayam, yüreğin büyüklüğündendir o, bir de söylenmeyen sözcüklerden, hani dudağımızın ucundaki...

hacivat, bilmiyor musunuz, adlandırmak ölümdür,adlarla gördüğümüz dünya, dünya değildir.

Unknown dedi ki...

Ölüm bir adıl meselesi. Dünya sadece bir han.

Unknown dedi ki...

düşlerden uyanmak,düşündekine dokunmak,sevdiğini haykırmak gözlerine bakarak... kaç kez ahhh kaç kez uyanmak sevdiğine...

sufi dedi ki...

Gevşemiş ampulleri çevirip, yakmak tek tek ışıkları...Sevdiğini hatırlamak.

y. dedi ki...

dilşat, güzeldir ama adını söylemek bile güzeldir.

.sufi, hatırlamak mı, yoksa... nerde unutmuştuk ki...

.hacivat, dünya bir yansıma değil mi, bizden yansıyan.. ne ekersek onu biçiyoruz neticede.