14 Ağustos 2010 Cumartesi



ölümsüz gülüşünle başlıyorum

her güzelliğe, her sevince

bir yağmur ince ince

sürerken beni başka zamanlara



zamanla yorgun hanlara

dönüyor işte gördün herşeyim

kuru topraklar gibi dağılıyor belleğim

sınırsız bir boşluğu süre süre

yorgunum çok uzaklardan geldim

kaygılar, sıkıntılar yaşadım uzun uzun

korkuyu yakından tanıdım

ölümsüz düşmanı oldum korkunun



şimdi bakışınla bağlanıyorum

kocaman bir dünyaya umutla

bir akşam aşılmaz kaygılar

çağırırken beni sonsuzluğuma



sıcaklığın beni alıştırıyor

soğuk ve yağmurlu akşamlara

üşümüş bir kedi gibi sığınıyorum

ellerine, ayaklarına, saçlarına

a.t

Hiç yorum yok: