28 Eylül 2010 Salı

sabaha not





..çok güzel bir havaydı, kumsaldaydık

al başını git,sabah erkenden çıplak ayakla ve şapkasız

ve bir kurbağanın dili kadar hızlı

aşk yüreğinden vuruyordu delileri de bilgeler kadar..

g.a

4 yorum:

Sezi dedi ki...

bilgeleri delilerden beter katar kendine galiba:)

Profösör dedi ki...

"Sevdiğine kur yapmak için şarkı söyleyen bir erkek kurbağa, farkında olmadan avını arayan bir yarasaya akşam yemeği müjdesi vermiş olabilir!" İşte mukadderat budur diyebileceğimiz trajik bir doğal hadise.. En zevkli ve en keyifli anlarda bile farkında olmadan sonumuzu hazırlıyor olabiliriz miyiz?

Elif Gizem dedi ki...

Ne güzelmiş.. Fotoğrafta ayrı bir güzelmiş. Sabahıma güzel bir not oldu, çok sevdim...

deeptone dedi ki...

mükemmel. sadece türk şairler değil, yabancılar da, fransızlar da var.

ne güzel bir aşk şiiri. ve bence, müzik, roman, filmlerin en güzel konusu aşk'dır.

bir süre önce zihnimde bir imge canlanmıştı.

sabah. deniz kıyısı. beyaz ya da çiçekli elbiseli bir kadın çıplak ayakla, şapkayla dolaşıyor kıyıda kumlar arasında.

çok sessiz etraf. ve kadın da huzurlu. serene bir şekilde yürüyor. dünyayla barışık. hayata müdahale eden biri değil. an'ını yaşıyor.

bu imge, daha sonra aklımı çok kurcaladı.

derin mavi metaforuna böyle ulaştım.

derin mavi, kırmızı gül, be bir kartal.

bu konuda aslında bir aşk yazısı da yazdım.

blogumda, çiçekli laura ashley elbiseli kadın.

bu imge üzerine şiirler de yazdım.

bir de yine bir kartal, altta okyanus, dipte bir kırmızı gül. bir rosebud.

bunlar üzerine çeşitlemelerim var.
:)

bu şiir bunları anımsattı.

aşk, bilgeleri de vurur elbette.

heidegger'i de fena vurmuştu.
althusser'i de.
:)