10 Kasım 2010 Çarşamba

sana hasret, sana hayran gönlümüz



ben çocuktum, tek kanallıydı televizyonlarımız, bizim ki nordmende marka... herşeyi ordan öğrendik, magnum dizisini, beyaz gölgeyi, pazar konserlerinde çalan klasik müzikleri, kaptan cousteau... aile bağlarını öğrendik, kökleri, tarihin içinden ne geçtiğini, bermuda şeytan üçgenini, mısır pramitlerini... okulda aynı şeyden konuşmayı öğrendik...  çocukluğumuzda önce insan olmayı öğrettiler bize, o zaman ayrıldığımızı idda ettikleri konular başkaydı, bölünmezdik. bize Mustafa Kemal'in insan oluşu bazen bir fotoğrafla öğretildi, biz putlaştırmayı hiç bilmedik. on kasım dendiğinde hayat dururdu, sanki gelmiş  Mustafa Kemal, o kadar içimizde... biz okuldan, biz televizyondan onun elini tutmayı, yüzünde gülümsemesini öğrendik.
çok kanallı yayın geldi önce, hani tüm dünyanın kapıları. biz çocuklarımıza önce yaratıkları öğrettik. sonra değişen dengelerle değişti yaşamımız.
 benim kuşağım babasını kaybederdi on kasım da. elini tutanı, öğretilen doğrunun mihenk taşını, bugün sahip olduğu herşeyin akıl kapısını kaybederdi, içinde sonsuz yaşatmaya söz vererek. bugün şu anda bir kanalda yüz felci anlatılıyor.birinde çizgi film var, diğerinde kelliğe kök hücre çaresi, geri kalan doksandokuz kanalın üçünde sadece üçünde tören yayınlanıyor ve atatürk belgeselleri.diğerlerinde sadece kenarda küçücük bayraklar. 
ben çocukken, babamızı kaybettiğimizden gülmeyi yakıştıramazdık, can çıkar huy çıkmaz derler, biz böyle öğrendik. bugün on kasım ve taşınırken mozaleye Mustafa Kemal'in naaşı ağlıyorum çocukluğumdaki gibi.


sana hasret, sana hayran gönlümüz

sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin

bu gemi bu "Kara Deniz"

sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin



kurban olam yürüdüğün yollara

kara peçe, yakışmıyor kullara

uyan bak bizim hallara

sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin



bulutlar teriden, dağlar korkundan

sarhostur Mahzuni, senin kokudan

bir daha gel gel Samsun'dan

sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin


aşık mahsuni şerif


6 yorum:

ali zafer sapci dedi ki...

Çok güzel ve samimi bir yazı, güzel bir resim ve iyi bir Mahsuni seçimi. Teşekkürler.

francesca mckennitt dedi ki...

Bizse; değerlerin kaybolduğu bir nesilde, hala bunları yaşatmaya çalışan bir grup insan olarak kahroluyoruz..

deeptone dedi ki...

sana telefunkenden öpücükler :)

beenmaya dedi ki...

en sevdiğim sözlerinden biridir;

''Siz genç arkadaşlar, yorulmadan beni takibe söz vermişsiniz. İşte ben bilhassa bu sözden çok duygulandım. Yorulmadan beni takip edeceginizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim istediğim yorulmamak değil, yoruldugunuz zaman dahi durmadan yürümek, yoruldugunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan her mahluk için tabii bir haldir. Fakat insanda yorgunlugu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür. Sizler, yeni türkiyenin Genç evlatları: yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.''

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

DOREMİ dedi ki...

Yozlaşan değerlerle,yitip giden ilkeler..sadece acıtmakla kalmıyor,artık adeta oyuyor..:(

y. dedi ki...

.teşekkür edrim Ali bey, öyleydi ama gerçekten öyleydi, belki de ben yaşlanıyorum artık, annem hep insan büyüdüğünde özler çocukluğunu derdi, ben şimdi özlüyorum. sevgiyle kalın.

.francesca mckennitt, gene de yılmak yok ama, az değiliz, bazen umutsuzlaşıyorum ama az değiliz.

.deepblueeagle, demek siz telefunkendiniz, o zamnları hatırlamak da bişey, marka dediğin gelir geçer :)

.sevgili mayam, bazen umutsuzlaşıyorum, sabah kızamadım bile, o kadar üzüldüm ki, bir an nasıl oluyor bunlar dedim. ama sen varsın, ben varım,francesca mckennitt var, varız işte, tutarız birbirimizi, birbirimizin kolunda dinleniriz yılmadan. öperim.

.crazywomanrosemary, yinede bak burdayız, hepimiz biliyoruz, hatırlıyoruz demiyorum, o unutanlara mahsus.