22 Mart 2011 Salı

hyperballad


son sürat dinlenmesi gereken bir şarkı bu, hani durdurulamayan bir rüzgarda delice sarsılıyormuş gibi


belki çıkar yollardan biri de bu: gözlerine

bakmak sessizce, bir kıyıda uzaktan

yaklaşan bir gemiyi bekler gibi, elinden

tutmak o sıcaklığı ve yürümek,

yürümek zamanı düşünmeden bastığın

çakıl taşlarının hışırtısında. hep

söylerdin eskiden, biraz zaman tanısak belleğe,

güzel bir unutuluşa dönüşür, derdin

bütün o top sesleri, toz duman, akşam

bataryada geçirdiğin karanlık nöbet saatleri.



sana unutulmuş bir çardağın altında

galibarda renkli bir mürekkeple yazıyorum

yeniden depreşen bir sevincin ötesinden.



çocuklar büyüdüler, uzaklara gittiler,

senin, benim yanlışlarımızın ne yararı

olabilir onlara? Belki onlar da

öğrenecekler umarsız sözcüklerle

eskiyen anılarının dehlizlerinden

kurtulup savrulmayı.

sorma sakın - bilmek yasak, derdin,

kim bilebilir yazgının bizi nereye

sürükleyeceğini.



o unutulmuş çardağın altında yazıyorum sana,

aydınlık gölgesinde asmanın.

günler sayılı.
 
c.ç

1 yorum:

y. dedi ki...

hatta okur çekinmesin...

http://www.youtube.com/watch?v=LMhc6SLNoGY&feature=related

ve devamında army of me, i miss you, isobel derken dinleyiversin tüm külliyatı...