20 Nisan 2011 Çarşamba

o gün bugün, şehri dünyanın üstüne kapatıp bıraktım...



west indies, kızıl elma, itaki, maçin!

uzun yola çıkmaya hüküm giydim.

beyazların yöresinde nasibim kalmadı

yerlilerin topraklarına karşı suç işledim

zorbaların arasında tehlikeli bir nifak

uyrukların içinde uygunsuz biriyim

vahşetim

beni baygın meyvaların lezzetinden kopardı

kendime dünyada bir

acı kök tadı seçtim

yakın yerde soluklanacak gölge bana yok

uzun yola çıkmaya hüküm giydim.



uzak nedir?

kendinin bile ücrasında yasayan benim için

gidecek yer ne kadar uzak olabilir?

başım açık, saçlarımı ikiye

ortadan ayırdım

kimin ülkesinden geçsem

şakaklarımda dövmeler beni ele verecek

cesur ve onurlu diyecekler

halbukı suskun ve kederliyim

korsanlardan kaptığım gürlek nara

işime yaramıyor

rençberlerin o rahat

ve oturmus lehçesinden tiksinirim

boynumda

bana yargi yükleyenlerin

utançlarından yapılma mücevherler

sırtımda sağır kantarı gizli bilgilerin

mataramdaki suya tuz ekledim, azığım yok

uzun yola çıkmaya hüküm giydim.



bir hayatı, ısmarlama bir hayatı bırakıyorum

görenler üstünde iyi duruyor derdi her bakışta

askerken kantinden satın aldığım cep aynası

bazı geceler çıkarken

uçarı bir gülümseyişle takındığım musta

gibi lükslerim de burda kalacak

siparişi yargıcılar tarafından verilmis

bu hayattan ne koku, ne yankı, ne de boya

taşımamı yasaklayan belgeyi imzaladım

burada bitti artık işim, ocağım yok

uzun yola çıkmaya hüküm giydim.

i.ö

2 yorum:

Yazgüneşi dedi ki...

"...cesur ve onurlu diyecekler


halbukı suskun ve kederliyim
..."

y. dedi ki...

tıpkı o filmdeki gibi sormak isterdim, uzak neydi?