26 Nisan 2009 Pazar

ayna


...Elimin üstüne düşen başımı duyumsadım,ama kıpırtısızım...bir film seyrediyorum senin gözlerinle. İçimi çekiyorum bazı sahnelerde , ağlıyorum.
Amansız badireler atlatan bir kadının ,hiç olmayacak bir yerde
düştüğünde kimse elinden tutamadan parmaklarını kapattığına şahit
oldum,kirpiklerimi hissediyorum parmaklarımda.Anlar gelir anlar
gider ömürde,öyleyse hangi an sahicidir?Şimdi hangi rüyayı
görmekteyim kimbilir ki,gülümsemekteyim.


Sonsuzluğa uzanan ağacın dalları olsun istedim aşkım,hiç
olmayacak olanı diledim,sensizliği.bütün zamanlarda ve bütün
yerlerde tek gerçeği öldüre öldüre yaşamak istedim,gözgöre göre
koşup saklanmak ve hangi rüzgarın içindeysem,dönüp kendi koynuma
girmek istedim.gece karanlığında korkup banyoya koşarken ,senin
yüzünü aynada görüp sakinleştim.Saçlarıma yattım tenin diye,kokunu özledim.Ellerim ,kollarım,bedenim senden
ödünç aldıklarımdır,gözlerim senden bana bakandır.


bütün gidişlerim sanadır...

1 yorum:

Unknown dedi ki...

bir hatırlayış: ayna imgesi...lanet olası varoluşçu psikoanalistler.
bir soru: söylesenize y. hangi eski zaman aynasına düşmüş suretini farketti o aynanın üzerini örten kumaşın kapatmaya yetmediği küçük aydınlıkta?
bir sancı: eskiden bütün mektuplar 'gitme!' diye biterdi. ve sonra dilin olanaklarından faydalanmak denilen oyunda 'git me' ye dönüştü.
'bana doğru...'