27 Eylül 2009 Pazar

sizden hiçbir zaman anlamanızı istemedim yalnızca duyumsamanızı istiyorum





her duygu, her hareket, her bedensel rahatsızlık, kullandığım her sözcük için büyük bir depo dolusu açıklamam var. insan anlayışla başını eğiyor. böyle olması gerekliydi: gene de bu yaşam uçurumunda boylu boyunca düşüyorum. bu uçurum bir gerçek, ayrıca da dipsiz. insan bu taşlı derede ya da suyun yüzünde kendini öldüremiyor bile.


anne, sana sesleniyorum, her zaman yaptığım gibi. ateşim olduğu geceler, okuldan döndüğüm zaman. geceleri, arkamdan beni kovalayan bir hayaletle hastanenin parkında koştuğum zaman. farö’deki o yağmurlu öğleden sonra seni tutmak için elimi uzattığım zaman. bilmiyorum. hiçbir şey bilmiyorum. bu başımıza gelenler nedir? bununla baş edemeyeceğiz. yanaklarım yanıyor ve birisinin uluduğunu duyuyorum, sanıyorum ben kendim uluyorum.


b.

3 yorum:

Oda ve Duvar dedi ki...

İlk paragrafı not ettim bir yere...

y. dedi ki...

.doğan ömür,yönetmenin anlatıldığı kitaplar vardır,okumanızı tavsiye ederim,bunu beğendiyseniz devamından etkilenirsiniz.

Oda ve Duvar dedi ki...

Kesinlikle bulacağım ve uyacağım tavsiyene... Eyvallah!