30 Mayıs 2010 Pazar

bana beklet


bana beklet yontusunu ayıklarının
bana beklet saksında o mahçup çiçeği


ben ki beyaz bir sayfanın sıkıntısındayım
yüzümde suskun ev tenhaları
yüzümde geçkin bir elmanın kurtları


ah hanginize baksam bir bahçe dağınıklığı
geçsem içinizden geçsem
kaderimdeki faytonun ağır aksaklığı


bana beklet bu yara bilincini
ve üşürüm ürpertisini ölümlü olmanın


ben ki kuşların göç zamanıyım
büyüttüğünüz kötülük yılanı
hüzünle uyandığınız yatakta


ah bilmemenin geniş huzuru
korkuyu getirdi rüzgâr
öylece koydu aramıza



bitir sessizi ve yeniden başla...


g.ö

Hiç yorum yok: