22 Haziran 2010 Salı

aynı topraklarda



güneş solumda ve dikenlerin yolunu aydınlatıyor.

çocukluğumla aramda ölüm var.

ölümle hayat arasına sıkışmış, uykulu, kadim bir tepedeyim.

annem yoldan gelmiş yol olmuş kardeşime,

ölümleri gösteriyor. birlikte ağlıyorlar.

ben güneşe ağlayacağım. ıssızlığına bu tepelerin.

ve yanımda soyunmuş derisiyle bir yılanın, çok istese

lapis olacak mavi bir taşın rehavetiyle bakınıyorum.

neresi yurdum?

güneş belki de.

o hep duran. çocukluğumu tanıyan eski dostum kaplumbağa.

mezarları hatırlatarak,küçük bir kızın yanağından öper ve

hoşça kal der. dön annene.

git ve unut yaradılışı.

güneşe bakarak kanını akıtmış arkadaşını

ve yılanların hikayelerini unutmalısın.

gözaltlarına yerleşen çizgiler

çocukluğa dönüyorsa,

aynı topraklarda,

gelinciklere bakınca,

aşk başlar


b.m

Hiç yorum yok: