22 Haziran 2010 Salı

ey hayat


ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın

aslında yokum ben bu oyunda

ömrüm beni yok saysın…


yaşam bir ıstaka

gelir vurur ömrünün coşkusuna

hani tutulur dilin

konuşamazsın!


tırmandıkça yücelir dağlar

sen mağlupsun sen ıssız

ve kalbinde kuşların gömütlüğü

tutunamazsın…


eloğlu sevdalardan dem tutar

aşk büyütür yıldızlardan

yasak senin düşlerin

dokunamazsın…


birini sevmişsindir geçen yıllarda

açık bir yara gibidir hâlâ

hâlâ ne çok özlersin onu

ağlayamazsın…


yolunda köprüler çürür

sesin, sessizlik sanki bir uğultuda

savurur hayat kül eyler seni

doğrulamazsın!


yapayalnız bir ünlemsin

dünyayı ıslatan şu yağmurlarda

herşey çeker ve iter

anlatamazsın…


yaşam bir ıstaka

gelir vurur işte ömrünün coşkusuna

sesinde çığlıklar boğulur ama

bağıramazsın…


sonra vakt erişir, toprak gülümser sana

upuzun bir ömrün ortasında

ne hayata ne ölüme

yakışamazsın!


yazdırmalısın mezar taşına:

ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın

aslında hiç olmadım ben bu oyunda

ömrüm beni yok saysın…

y.o

1 yorum:

Elif Gizem dedi ki...

Ömrün seni yok sayarsa sende yaşamı yok sayarsın... Ve buna değer mi? güzel paylaşım yüreğine sağlık...